11 Ocak 2009 Pazar

LEKE TEDAVİSİ

Güneş ve yaşlılık lekeleri GEMINI lazer güneş ve yaşlılık lekelerini nasıl yok eder ?
Yaşlılığa ve güneşe maruz kalan ciltlerde oluşan lekelerde bulunan melanin lazerin etkilediği renk kromoforudur.Selektif termal hasar, lazer ışığının melanin içeren hücrelerce alınarak, o hücrelerin ısı ile yok edilmesi sonucu lekelerin açılması tedavisidir.
Sonuç ne kadar sürede görülür ?Etki yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.İlk seansta lekelerde koyulaşma görülebilir.Seans sayısı ilerledikçe lekeler üzerindeki koyu görünüm hafifleyecektir.Ortalama 3-6 seansta lekeler ortadan kaybolacaktır.

Kaç seans tedavi gerekir ?Hastaların büyük bir bölümü 3 seansta mükemmel ilerleme sağlar.Cilt yapısı sebebiyle herkesin tedaviye yanıtı farklı olup; bazı ciltlerde 6 seansta yanıt görür.Seanslar arasındaki süre 4 haftadır.

Herhangi bir yan etki var mıdır ?İşlem sonrası nadiren bazı ciltlerde tedavi alanında kızarıklık, yanma, hafif ertematöz lezyonlar görülebilir. Bu kızarıklık genellikle 1-3 gün içinde yok olur.
Tedavi ne kadar sürer ? Tedavi edilen alanın genişliğine bağlı olmakla birlikte genellikle 15-30 dk sürer.

LAZER EPİLASYON

Daha önceki lazer sistemlerinde, lazer ışınının deri altına girebildiği derinlik 0,3-1,5 mm arasında değişiyordu, ama Harward Üniversitesi Welmar laboratuarlarında gelişen bu yeni teknoloji ile cilt altına, ktp uygulamalarında üç milimetre, nd yag uygulamalarında da yedi milimetre derinliğe inebilmek mümkündür. Gemini Lazer Sistemi’nde uygulama sonrası kılların aniden dökülmesi diye bir şey söz konusu değildir. Alexandrite lazerlerde, kıl köküne değil de kıl gövdesine yapılan atışlar sonucunda, epilasyon sonrası ani dökülmeler yaşanmaktadır. Bu durum hasta tarafından çok iyi sonuç olarak görülür. Fakat 1 ay kadar sonra o kılların tekrar çıktığı gözlenmektedir. Gemini Lazer ise kıl köklerine direk atış yapıldığı, çok derine inilebildiği için, diğer lazer’lerden daha etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bir diğer önemli özellik ise; soğutucu sisteminin Harward Üniversitesi’nde geliştirilmiş çok yeni bir sistem olmasıdır. Uygulama esnasında, derinin üst tabakası, yani epidermisin çok iyi soğutulması, fakat kıl kökünün yer aldığı derin dermis kısmının ise yüksek bir ısı ile yakılması; daha doğrusu kıl kökünün yok edilmesi gerekmektedir.Bunu yaparken de derinin üst tabakalarının ısıdan etkilenmemesi gerekmektedir.
Lazer uygulamalarında kişilerin uzun süreli sonuç alamamalarının sebebi bu olabilir mi? Bunun birkaç sebebi vardır; bir tanesi lazer sistemlerinin yeterli derinliklere ulaşamaması, bir diğeri ve en önemlisi, kılların vücudun değişik bölgelerinde anajen fazlarının değişik süreler içermesidir. Anajen faz; koltuk altında ve kollarda %20-30’undayken, diğer bölgelerdeki kılların %70-80’i dökülme fazında veya dinlenme fazındayken atış yaparsanız, ancak kılların %30’unda etkili olabiliyorsunuz. Anajen fazın diğer kıl köklerine de geçmesi lazım ki, etkili olabilsin. Saçta bu %80 e kadar çıkabilmektedir, ama yüz ve yanak bölgelerindeki kılların anajen fazda olabilme imkanı %70 civarındadır. Bu cihazın diğer Lazerlerden ayıran özellikleri nelerdir? Epilasyonda süreyi kısaltabiliyor mu? Kılların yaşam döngüsüne uymanız gerekmektedir, o yüzden Gemini sistemi’nde de anajen fazına mutlaka önem vermek lazım. Örneğin uygulama bölgesi yüz ise ilk uygulamadan 1 ay sonra, koltuk altı ve kol bölgesi ise 1,5 – 2 ay sonra ikinci seans için çağırıyoruz. Bacak bölgesinde bu süre iki üç aya kadar uzayabiliyor. Yani hastanın üçüncü seansı için 2-3 ay sonrasına kadar randevu vermek durumunda kalabiliyoruz. Gemini Lazer Sistemi’nde uygulama sonrasında kılların aniden dökülmesi diye bir şey söz konusu değildir. Alexandrite lazerlerde, kıl köküne değil de kıl gövdesine yapılan atışlar sonucunda, epilasyon sonrası ani dökülmeler yaşanmaktadır. Bu da hasta tarafından çok iyi bir sonuç olarak görülür. Fakat bir ay kadar sonra o kılların tekrar çıktığı gözlenmektedir. Gemini’de ise kıllar köklerine direk t atış yapıldığı, çok derine inilebildiği için, diğer lazerlerden daha etkili olduğunu söylemek mümkündür. Bir diğer önemli özellik ise, soğutucu sisteminin Harward Üniversitesi’nde geliştirilmiş çok yeni bir sistem olmasıdır. Uygulama esnasında derinin üst tabakası, yani epidermisin çok iyi soğutulması, fakat kıl kökünün yer aldığı derin dermis kısmının ise yüksek bir ısı ile yakılması, daha doğrusu kıl kökünün yok edilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de derinin üst tabakalarının ısıdan etkilenmemesi gerekmektedir. Bu yüzden Gemini Lazer’de üst deriyi koruyucu bir sistem geliştirilmiştir. Diğer lazer sistemlerinde +5 dereceye kadar soğutma sağlanırken, bu yeni sistemde -5 dereceye kadar soğutma sağlanabilmektedir. Yani siz cildin alt derinliklerine çok yüksek yoğunlukta ışın yollarken, epidermisi-5 derecede korumaya alıyorsunuz. Böylelikle yanıkların, istenmeyen lekelerin oluşumu çok fazla düşürülmektedir. Bu durum Gemini’de mümkün değildir, diğer lazerlere göre üçte bir oranında az bir enerji ile aynı sonucu alabiliyorsunuz demektir. Az kullanımı ile birlikte lekelenmeler, doku tahribatı azalıyor, şişme çok az olmaktadır. Bu süre içerisinde güneş koruyucusu kullanmak yeterlidir. İnce tüyler için hiçbir lazerde bulunmayan özel verimlik ayarı ve enerji seviyeleri mevcuttur. Böylece çok ince tüylerde bile güvenli bir şekilde çok yüksek enerji kullanılabiliyor. Genellikle diğer lazerlerde 4 adet değişik sportsize başlık varken Gemini Lazer Sistem’de 1mm’den 10 mm’ ye kadar 42 tane değişik başlık kullanabiliyoruz. 3mm ile 7mm’ ye kadar derinliğe inebiliyoruz ve az bir enerji ile bunları yapabiliyoruz. Bir başka konu ise, atış yaptığınız süre içerisinde verilen enerjinin istikrarı çok önemlidir. Diğer lazerlerde milisaniye’nin başında az, sonuna doğru yükselen bir enerji uygulanırken, Gemini’de bu milisaniye’nin tamamında aynı enerji miktarıyla atış yapıyoruz. Böylelikle, dokunun enerjiden çok fazla etkilenmemesi sağlanmaktadır. Ayrıca 21 endikasyonda FDA onayı alan tek lazer cihazı olma özelliğine sahiptir. Cihazın güvenilirliği ile ilgili ne söylenebilir? Lazer cihazımızın 21 FDA onayı alan tek lazer cihazı olması, bu cihazın güvenilirliğini ispatlamaktadır. Bildiğiniz gibi Amerika’nın verdiği FDA onayı çok uzun araştırma ve deneylerden sonra verilir. Son zamanlarda erkekler de bu uygulamayı tercih etmekteler.Baylar da MAR-MED Marmara Estetik ve Güzellik Merkezi'nde bu hizmetten faydalanabiliyorlar mı? Epilasyon konusunda erkek hastalarımızla bayanların sayıları aşağı yukarı birbirine eşit. Baylar genellikle göğüs, sırt ve omuz başlarının epilasyonu için başvurmaktalar.

Gemini Lazer

Gemini Lazer532 nm 1064 nm ışın enerjisini kullanan çift dalga boyuna sahip bir lazer sistemidir. Son teknoloji bir cihaz olup silikon vadisinde üretilmiştir. Harward Üniversitesi’nde geliştirilen bir soğutma ve ışın geri dönüşüm sistemine sahiptir. Bunların ikisinin de ayrı ayrı kullanım alanları mevcuttur. 532 nm ktp uygulamaları ile özetle kan damarlarına bağlı lezyonların giderilmesi sağlanmaktadır. Yani doğuştan ciltteki lekelerin, cildin üzerinde çilek ve kiraz şeklindeki hafif çıkıntıların, yüzde ve bacakta oluşan çatlamış kılcal ve örümcek ağı görünümlü damarların, yüzde sonradan olan güneşe bağlı lekelenmelerin, genetik ya da genetik olmayan kahverengi lekelerin, kızılcık lekelerinin, siğillerin tedavilerinde uygulamak mümkün ve çok etkili bir uygulamadır. 1064 nm nd yag uygulamaları ile genellikle damarsal yapıların lazer ışınının etkisi ile yok edilmesini içeren bir işlemdir.

Saç Ekimi Teknikleri ve Saç Dökülmesi

Androgenetik saç dökülmesi saçlarımızın alın , şakak, tepe ve arka tepe bölümlerini yoğun olarak etkiler. Önce saçların zayıflaması olarak başlayan şikayet daha sonra saçın tamamen kaybı ile sonuçlanır.Androgenetik saç dökülmesi kozmetik bir kusur yaratmasının yanında, kişiyi umutsuzluğa itme , kendine güvenmeme gibi ruhsal , sosyal olarak da derinden yaralayan aslında göründüğünden çok daha ciddi bir sorundur.Androgenetik saç dökülmesi ve saç kaybı dışında saçların dökülmesine neden olan diğer nedenler saç ekimi işleminin tedavi kapsamı dışındadır.Androgenetik saç kaybının etkilemediği bölgelerimiz olan ense – arka ve kulak üstündeki saç kökleri bu tipte saç dökülmesine direnç gösterdiğinden , bu bölgedeki kılların alınıp , saçsız bölgeye ekilmesi ile saç ekimi gerçekleştirilir. Yani dökülmeyen karakterdeki saçların saçsız bölgeye yeniden yerleştirilmesi ile hayat boyu kalıcı saça sahip olunabilir.

Saç Ekimi İşlemindeki Teknikler

Herşeyden önce saç bakımı çok önemlidir. Bu konuyla ilgili olarak saç ekim merkezlerimizden alacağınız tavsiyelerle saçlarınıza bakınız. Saç ekimi ve saç nakli sonrasında sıkıntı çekmemek için bu birincil şarttır.

Dökülmeyen karaktere sahip saçları alıp , saçsız bölgeye nakletme işine Saç Nakli ya da bilinen adi ile Saç Ekimi denir.

Saç köklerini almak için tüm dünyada 2 temel teknik kullanılır.
Ense bölgesinden blok halinde 12-13 cm uzunluğunda , 2-3 cm kalınlığından derinin kesilip çıkarılması ve daha sonra bu derinin içindeki saç köklerini ayrıştırarak , elde edilen saç köklerini nakletme işlemine FUT ( Follikuler Unite Transplantasyonu , Şerit Operasyonu) denir.
Ancak FUT tekniğinde fotoğrafta görüldüğü gibi çıkarılan derinin ve deri çıkarıldıktan sonra atılan dikişlerin izleri çok yüksek bir oranda iz bırakma ve kötü görüntüler oluşturma riskine sahiptir.


Ayrıca FUT tekniğinde yapılacak ikinci , üçüncü seansların bu izi derinleştirme , büyütme riski artarak sürer ve kişinin hayatı boyunca taşıyacağı yeni bir kozmetik kusur yaratılmış olur .


Tüm saç ekimi yöntemlerinde olduğu gibi FUE ve FUE Plus tekniği de, kafanın ense bölgesinde ve iki kulak üstündeki bölgeden yani ihtiyaç fazlası saç barındıran bölgeden , saçsız yani saça ihtiyacımız olan bölgeye saç ekimi esası geçerlidir.Ancak bu alım FUT’ta olduğu gibi blok halinde derinin kesilmesi ve çıkartılması gibi değil , derinin altındaki saç köklerinin özel iğneler ( punch iğneleri ) sayesinde direk olarak çıkarılması esasına dayanır. Bu açıdan FUE ( Follicular Unit Extraction – Saç Köklerinin Direk Çıkartılması ) her açıdan üstün bir yöntemdir.


Fotoğrafta ense bölgesindeki kıl köklerinin derinin 2-3 mm altına giren özel punch iğneleri sayesinde çıkarılmasını ve pensetin ucundaki saç kökünü görmektesiniz.

FUE işleminden sonra ense bölgesinde asla iz kalmaması sayesinde kişinin saçlarını rahatça kısa kestirebildiğini görmektesiniz.

Ayrıca FUE ve FUE Pus tekniği vücudun saç kökü barındıran diğer bölgelerinden kıl kökü alıp bu kıl köklerini başın saçsız alanına nakletmeye de imkan veren yegane saç ekimi tekniğidir.FUE tekniğini diğer saç ekimi yöntemlerinden farklı kılan en önemli iki özellik :1) Saç ekiminde bıçak kullanılmadığından , dikiş atılmadığından ve derinin bütünlüğü tamamen korunduğundan iz bırakmayan bir teknik olması2) Vücuttaki kıl köklerinin de saç ekimi işlemi için kullanılabilmesidir.3) Ayrıca daha sonra anlatacağımız saç ekimi kalitesini belirleyen ana unsurdur. ( 1mm altı yuvarlak iğne saç ekimi tekniğine olanak verir )FUE, tüm dünyada halen Şerit Operasyonu ( FUT ) tekniği ile saç ekimi işleminden kesinlikle büyük üstünlükler taşır. Bu iki özellik FUE ve FUE Plus’u , FUT’tan üstün bir yöntem haline getirmesine rağmen , halen dünyada FUT tekniği ile yapılan saç ekimi çok daha yaygın olarak kullanılmaktadır .Bunun asıl nedeni ise FUT ; uygulama ve uygulayan doktor açısından son derece basit ve kısa zaman alan ( yaklaşık 45 dakika ) bir saç ekimi tekniğidir.

FUE işlemi ile saç ekimi nasıl yapılır?
Herşeyden önce saç bakımı çok önemlidir. Bu konuyla ilgili olarak saç ekim merkezlerimizden alacağınız tavsiyelerle saçlarınıza bakınız. Saç ekimi ve saç nakli sonrasında sıkıntı çekmemek için bu birincil şarttır.

Saç ekimi İşlemi Öncesi :

Hasta işleme karar verdiği takdirde ;
Alım bölgesindeki saçları mutlaka en fazla 1 mm uzunluğunda kesilmelidir. Aksi takdirde FUE işlemi yapılamaz.

Saç ekimi bölgesinde ise doktorun tercihine göre davranılmalıdır.
En az 15 gün önceden eğer kullanıyorsa Finasteride (Propecia) grubu ilaçlar ve Minoksidil içeren losyonlar ( Rogain) , Aspirin tipi kanın akışkanlığını arttırıcı ilaçlar mutlaka kesilmelidir.
1 gün önceden doktora danışılarak koruyucu antibiyotik alınmaya başlanmalıdır.
Saç ekimi işlemi sırasında kullanılacak lokal anestezi ilaçlarına ( Lidocain – Jetocain, Ultracain) daha önceden gelişmiş herhangi bir alerji hikayesi varsa hasta bunu doktoruna bildirmelidir.
Hangi hastalara FUE işlemi ile saç ekimi yapılamaz ?
Şeker Hastalığı , Hipertansiyon ve Kalp Hastalarına, Kanama bozukluğu hastalarına , Hepatit virüsü taşıyanlara ve ağır kronik hastalara FUE saç ekimi işlemi uygulanmamalıdır.
Bunun dışında lokal anestezi ilaçlarına alerjisi olmayan herkese FUE uygulanabilir.

Fox Test :

Birçok klinikte FUE uygulamadan önce , hastadan numune olması açısından 10 ile 25 saç kökü alınması testidir. Eğer saç alırken bu 10 saç kökünden 4 veya daha fazlası hasarlı çıkarılırsa kişiye FUE saç ekimi tekniğinin uygun olmadığı söylenir. Yani kişinin FUE saç ekimi tekniğine uygun olup olmadığını test eden bir prosedürdür.Ancak usta doktorlar, FUE saç ekimi tekniğinden deneyim kazanmış doktorların bu işlemi yapması son derece gereksizdir.Çünkü deneyim sahibi doktorlar kıvırcık saç dahil , her türlü saç tipinde saç köklerini başarı ile hasar vermeden alabilirler.

''Fox test bu açıdan hastanın FUE’ye uygunluğunu değil , doktorun yeteneğini ölçen bir test olarak değerlendirilmelidir.''

İşlem :

Dünyanın tüm kaliteli kliniklerinde ve deneyimli FUE doktorlarının önerdiği gibi bir seansta 600 ile 1000 saç kökü çıkarılması esastır. Çünkü çıkarılan kök sayısının arttırılması saç ekimi zamanını oldukça uzatır ve saç ekiminde beklenen başarı şansını azaltır.Doktor 600 ile 1000 arasında saç kökünü özel punch iğneleri ile çıkartır. Çıkarılmadan önce verici alan lokal anestezi ile ağrısız hale getirilir.


Fotoğraflarda çıkarılmış saç köklerinden hemen sonra ense bölgesini görmektesiniz. Kırmızı noktalar saç çıkarılan küçük bölgelerdir.
FUE işleminde kıl kökü başın arka ve yan kısımlarının dışında , resimde görüldüğü gibi vücudun diğer bölgelerinden de yapılabilir.

Çıkarılan saç kökleri steril ( temiz – mikropsuz ) serum içersinde biriktirilir. Biriktirme esnasında mutlaka saç kökleri için soğuk uygulama yapılmalıdır. Sıcak ortam saç köklerinin çabuk ölmesine yol açar.

Alım işlemi ve steril cam biriktirme tabağı ( Petri kaplar ) içinde biriktirdikten sonra saç kökleri ( graft ) ekilir.

Saç Ekimi işlemi
Herşeyden önce saç bakımı çok önemlidir. Bu konuyla ilgili olarak saç ekim merkezlerimizden alacağınız tavsiyelerle saçlarınıza bakınız. Saç ekimi ve saç nakli sonrasında sıkıntı çekmemek için bu birincil şarttır.

Saç ekimi işlemi bittikten sonra bandajlar yapılır. Hasta işlemden sonra lokal anestezinin etkisinin geçmesi esnasında hem alım hem de ekim bölgesinde minimal de olsa ağrı ve sızı hissedebilir. Ancak bu ağrı ve sızı Parasetamol grubu ilaçlara ( Vermidon, Parol v.s) yaklaşık 10 dakikada çok çabuk ve tamamen yanıt verir. Hastaların asla konforunu ve günlük yaşantısını bozmasına gerek yoktur.

Saç ekimi işlemi Sonrası :

Yapılan bandajlar 24 saat sonra çıkarılır. 48 saat sonra hasta yıkanabilir.İlk 10 gün içinde belirli günlerde doktor tarafından verilecek losyonlar kullanır.Alım bölgesindeki minik kabuklar 2 gün içinde , ekim bölgesindeki kabuklar ise 7-10 gün içinde tamamen iyileşir.
Saç ekimi işleminden hemen sonra çekilmiş fotoda ekilen saçların yaralarını görmektesiniz.

Bu minik kabuklar 7 gün içerisinde düşer ve ekilen saçların da uzaması ile kozmetik olarak tamamen iyileşme sağlanır.

Teknik detaylar ve saç ekiminin başarısı için önemi

Fotoğrafta FUE tekniği ile alınmış saç köklerini görmektesiniz.En soldan itibaren : Tek ( single ) saç teli içeren saç kökü , daha sonra sırası ile ikili ( double ), üçlü ( triple ) ve çoklu ( multiple ) graftlar görülüyor.

Tekli saç köklerinin alım punch iğnelerinin çapı ile üçlü ve multiple saç köklerinin alım – punch iğnelerinin çapı elbette değişiktir.Yani tekli saç kökünü 0.5 ya da 0.6 mm iğne ile alabilmek mümkünken , ikili ya da üçlü saç köklerini bu çapta bir iğne ile alınması imkansızdır ya da alınırken mutlaka saç kökü zarar görür.Bu açıdan uygun iğne seçimi son derece önemlidir. Doktor mutlaka 1 saç kökü çıkardığında ortalama 2.25 saç teli alabilmelidir. Çünkü çıkarılan saç köklerinin sadece %15 – 20’si tekli saç köküdür.Eğer doktor çok ince iğne kullanırsa ortalama 2.25 saç teli hedefini tutturamaz ve örnek olarak 1000 saç kökü nakli yaptığında 2000-2250 saç teli nakli yapması gerekirken bu sayı çok daha az olacağından başarı oranı düşük kalır ve hasta saç ekiminden beklediği sonucu alamaz.Bu açıdan alım iğnelerinin çapı çok dikkatli seçilmelidir.

Alıntıdır